Stockholm Sendromu Nedir?
1973 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de bir banka soyguncusu (Jan-Erik Olsson) altı gün boyunca 4 banka görevlisini rehin tuttu. Banka soyguncusu ile rehin tutulan banka görevlilerinden birisi duygusal olarak bağlandı. Rehineler, mahkemede soyguncular aleyhinde ifade vermedi, hatta savunma ücreti için para topladılar.
Olay sırasında telefonla basına konuşan rehinelerden Kristin Enmark’ın “Asıl korktuğum polis. Biz burada iyi vakit geçiriyoruz” demesi, ülkede büyük etki yaratmıştı.
Olay, ülkede: “Soyguncular bankadan para çalamadılar ama bazı insanların kalbini çaldılar” şeklinde yorumlandı. Serbest kaldığı süre içerisinde rehineler soyguncuyu savundu, hatta… O da yetmedi banka görevlilerinden bir tanesi nişanlısını terk etti ve soyguncunun hapisten çıkmasını bekledi. İsveçli banka soyguncusu Jan-Erik Olsson, olumlu ifadeler sonucu 8 yıl hapis yatıp çıktı. Olsson, şimdi Tayland’da suça karışmadan sakin bir hayat sürüyor. Stockholm sendromu bu olaydan sonra birçok rehine olayında da kayasehir escort bayan yaşanmıştır.
1974’de Patty Hearst isimli kadın milyoner kaçırıldığı terörist ataşehir escort grubuyla 2 ay sonra banka soygunu yapmış ve onlarla birlikte hapse girmekten kurtulamamıştır.

Peki bizlerde bu sendrom olabilir mi ? Örnek verelim çok beğendiğiniz ve kullandığınız telefonunuzu öve öve bitiremiyorsunuz. Kendi markanızmış gibi onu sürekli yüceltiyorsunuz. Peki bu durum size ne kazandırıyor sizi sürekli sömüren bir cihaz alt tarafı çok pahalı belki de sürekli yeni sürümler çıkıyor siz yenisini alın diye ama siz buna aldırış etmiyorsunuz.
Günlük hayatta yaşadığımız bir çok örnekler var aslında bu iş hayatınız olabilir, aile hayatınız olabilir, size sürekli baskı yapan ama ondan yine de ayrı kalamadığınız sevgiliniz veya arkadaşınız olabilir. Hiç sevmediğiniz bir işte çalışıyorsunuz size hiçbir artısı olmayan bir iş oradan ayrılmamak için hiçbir sebebiniz yok ama yine de ayrılamıyor olabilirsiniz. Geçmiş olsun sizde bu sendromu yaşayanlardansınız.
