Filistin toprakları içerisinde, 150 dönümlük bir arazi üzerine dağılmış içerisinde bir çok tarihi ve dini yapıları barındıran Harem-i Şerif adıyla bilinen alanda Hz. Ömer zamanında inşa edilmiş mescittir.
“Aksa” kelimesinin dilimizdeki anlamı “uzak”tır. Yani; Mescid-i Aksa “en uzak mescit” demektir. Mekke’ye olan uzaklığından dolayı böyle bir isim verilmiştir. Hz. Süleyman mabedinden kalan batı duvarına bitişik olan dörtgen şeklindeki bu cami, M.S. 638 yılında Hz. Ömer (r.a) döneminde Kudüs fethedildikten sonra inşa edilmiştir. İlerleyen yıllarda genişletilme gereği duyulmuş ve Emevi halifelerinden Abdülmelik bin Mervan zamanında genişletilmiştir.
Kudüs sınırları içerisinde bulunan yapı Müslümanların ilk kıblesi olduğundan Müslümanlarca kutsal sayılmaktadır.
Mescid-i Aksa tarih boyunca bir çok saldırıya uğramıştır. Bunun sebebi Kudüs şehrinin üç büyük din için de kutsal sayılmasıydı.
Yapımına Hz. Davut (a.s.) zamanında başlanılan mescit Hz. Davut (a.s.)’un mescidin inşası sürerken vefat etmesi sonrası inşaat duraklamıştır. Hz. Davut (a.s.)’ın oğlu Hz. Süleyman (a.s.) zamanında iste mescidin yapımına devam edilmiş ve mimarisinde bir çok değerli taşlar kullanılan mescidin inşası 7 yıl sürmüştür.
Hz. Süleyman (a.s.), Hz. Musa (a.s.)’dan beri nesilden nesile gelmiş bulunan ve içersinde Tevrat’ın da bulunduğu Ahid sandığını, yani Tabut-u Sekine’yi, mescide koyar. Ancak daha sonra, Asur hükümdarı ikinci Buhtunnasar Kudüs’ü işgal eder ve şehri yakıp yıkar. Mescidde bulunan altın gümüş ve diğer mücevherleri de alarak Babil’e götürür. Daha sonra mescit tamir ettirildiyse de, M.S. 70 yılında Romalılar Mescid-i Aksa’yı tekrar yıkarlar. Böylelikle Kudüs’ün Musevilere olan bağlılığı da son bulmuş olur. M.S. 123 yılında Bizanslılar mescidi tekrar inşa ettirir.
Hz. Muhammet (s.a.v.) Medine’ye hicret ettikten 16 ay sonra vahyedilen bir ayet ile Müslümanları kıblesi Mescid-i Aksa iken Kabe olarak değişir. (Bakara Suresi 143-144. ayetlere bakabilirsiniz.)
638 yılında ise, Hz. Ömer (r.a.), Suriye seferindeyken Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmiş ve burayı temizletip bakım yaptırarak, yeniden inşa ettirmiştir. Burada ezan okutarak cemaatle namaz kıldırmıştır. Yahudilere, mescide emniyetle girme hakkı tanımış, Kudüs’teki kiliselere dokunulmaması için emir verip, Hristiyanlarla anlaşma yapmıştır. Hz. Ömer (r.a.)’dan sonra Emeviler, Abbasiler tarafından da bakıma alınıp genişletilen Mescid-i Aksa’nın görünümü neredeyse günümüzdeki görünümünü almıştır.