George Orwell’in alegorik bir romanı olab Hayvan Çiftliği (Animal Farm), ilk olarak 17 Ağustos 1945’te İngiltere’de yayınlanmıştır. Kitap, hayvanların eşit ve özgür olabileceği bir toplum yaratma umuduyla insan çiftçilerine karşı isyan eden bir grup çiftlik hayvanının hikayesini anlatıyor.
Ülkemizde daha çok “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” kitabıyla tanınan yazarın “Hayvan Çiftliği” eseri de onun çağdaş klasikler dizisine girmiş bir diğer çok ünlü eseridir. 1940’lı yıllardaki “reel sosyalizm” eleştirisi olan bu roman, aynı zamanda dünya edebiyatındaki yergi türünün başyapıtlarından biri olarak kabul edilmektedir.
Kendini sömüren insanlara isyan ederek çiftliğin yönetimini ele geçiren hayvanlar bu eserin baş kahramanlarıdır. İnsanlara başkaldıran hayvanların amaçları aslında daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Başkaldırıyı yöneten, çiftlikteki en akıllı hayvan olan domuzlar çiftliğin liderliğini alırlar. Fakat; yapılan devrimin yolunu yine domuzlar bozmuştur ve insanların yönetiminden daha baskıcı, daha acımasız bir yönetim baş gösterir. Artık “Hayvan Çiftliği”nde hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır…
Hayvan Çiftliği kitabı her ne kadar 1940’lı yılların siyasetini eleştiren bir eser olarak görünse de, tekerrürden ibaret olan tarihi düşündüğümüzde okuyucusunun ufkunu genişleten bir özelliğe sahip. Kitabı okuduktan sonra dünyayı çok farklı bir bakış açısından gözlemlemeye başlıyorsunuz.
George ORWELL’in bu eserinde “mevkiilerini kendi çıkarları için kötüye kullanan politikacılar” eleştirilmektedir. Yazarın bu eserini okuduktan sonra da “1984” kitabını okumanızı tavsiye ediyorum.