Uzun yıllar “Kanserli Köy” olarak anılan Karain Köyü’nün trajik hikayesi
Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kapadokya, büyülü atmosferi, tarihi dokusu ve peri bacalarıyla sadece ülkemizde değil, dünya çapında da binlerce turistin uğrak noktasıdır. Persler döneminde “Güzel atlar ülkesi” anlamına gelen ve “Katpatukya” olarak adlandırılan Kapadokya, Nevşehir, Niğde, Aksaray arasında kalan bölgeye verilen isimdir. Böylesi masalsı bir coğrafyası olan Ürgüp’e bağlı Karain Köyü’ nün hikayesi ise oldukça ilginçtir.

Karain Köyünde baş gösteren hastaslıklar sonucu araştırmalar başlar
Duyduğunuzda tüylerinizi ürperten bir hikayeye konu olan köyün hikayesi mezotelyama (bir tür akciğer kanseri) ile başlar. Hayat normal seyrinde ilerlerken, bir anda köyde kanser vakaları ortaya çıkar ve köy halkından hiçte azımsanamayacak sayıda insan bu amansız hastalık yüzünden hayatını kaybeder.

Yaklaşık 50 yıl önce ,yetmişli yıllarda, köyde görev yapan öğretmenler, durumu Ankara Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan bir doktora anlatır ve köyde salgın şeklinde yayılan bu hastalığın sebebini bulmak için bir çalışma başlatılır.
Karain Köyünün kaderini değiştiren sonuç
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Barış başkanlığında gerçekleştirilen bilimsel çalışmalar ışığında, köydeki konutların yapı taşlarının içerisinde yer alan Zeolit Grubu kayaçlardaki Erionit isimli maddenin solunma ve tozlanma yoluyla vücuda alınmasıyla Akciğer Kanserinin yaygın şekilde oluştuğu belirlenir.

Yani kısaca halkın, kansere yakalanmasının sebebi bölgedeki toprak olduğu iddia edilir. İşin üzücü yanı bu toprak, evlerin yapımında kullanılıyordu ve insanlar bu toprağın zararından haberdar bile değillerdi. Hepimizin bir yuva olarak gördüğü bu yapılar aslında onların ölümüne yol açmıştır. Ve ne yazık ki kanser yüzlerce insanı hayattan koparmış, insanlara maddi manevi olarak acı çektirmiştir. Hatta boş mezarlar sahiplerini bekliyordu da diyebiliriz. Ölümler sonucu köy halkının çoğu taşınmaya karar vermiş ve insanlar başka şehirlere veya yurtdışına taşınmışlardır.
Karain Kanserli Köy olarak anılmak istemiyor.
Fakat tüm bunlara rağmen yakın tarihte Karain Köyü Muhtarı “Kanserli Köy” olarak anılmak istemediğinden ve köy halkının da bundan rahatsız olmasından dolayı tekrar ilgili mercilere başvurmuş ve durumun tekrar incelenmesini istemiştir. Bu sefer çıkan sonuç ise daha şaşkınlık vericidir.
“Gerek televizyon gerekse de dergi ve gazetelerde köyümüzün isminin kanserle anılması, köyümüzde yetişen insanları ve bizden sonraki insanların tamamının psikolojilerini bozan bir yafta. 1970’li yıllardan itibaren bugüne kadar bundan bıktık. ’40 gün ne dersen o olur’ derler ya, bizim ki 40 yılı da geçti. Basın-yayın kuruluşlarında sürekli köyümüz ile ilgili olarak ‘kanser var’ değerlendirmelerine muhatap oluyoruz; ama nerede kanser var? Bilimsel ölçekli ve çok değerli bilim insanlarının bizzat titiz bir araştırma sonuçlarına göre köyümüzde su ve toprak analizleri yapıldı ve kanser olgusu çıkmadı. Yerli ve yabancı bilim insanlarınca yapılan tüm tıbbi değerlendirmeler bunu gösteriyor.”
Karain Köyü muhtarı Osman Soylu’nun açıklaması
Yani tekrar incelemeye alınan köyde herhangi bir kanser etmeni oluşturacak bir olguya rastlanılmamış ve kanser olma şüphesiyle hastaneye yatırılan köy sakinlerinin çoğunun ise 80’li yaşlara kadar yaşadığı da belirtilmiştir.

Peri masalıyla başlayan hikaye artık filmlere konu olacak cinstendir ki Siccin filminin de çekildiği yer olmuştur.
Böyle trajik bir hikayesi olan bu köy günümüzde, yaşanan göçler sonucunda bir zamanlar çocukların koşturduğu, kahkahaların, minik telaşların olduğu bu köy şimdilerde ise yerini koca bir sessizliğe, garip bir atmosfere bırakmıştır.